Kemoterapi tat algısını ve koku duyusunu bozan, yemek yemeyi keyifsiz hale getiren bir tedavi. Tedavi sırasında, zaman içerisinde bu koku ve tat sorunlarının iştah kaybına yol açması, yeterli beslenememe nedeniyle kişinin iyileşmesini yavaşlatması gibi durumlarla karşılaşılabiliyor. Araştırmacılar, bu yan etkinin önlenmesi için tükürükte ve sütte bulunan, yüksek oranda biyoaktif bir molekül olan laktoferrinin kullanılması yönünde araştırma yapıyorlar.
Kanser tedavisi gören hastaları, bir yandan hastalığı yenerken diğer yandan birçok yan etki ile başa çıkmak durumunda kalıyor. Bunların en sık görülenleri tat ve koku duyularındaki olumsuzluklar. Tat ve koku algılarının birbiri ile etkileşimi, yiyeceklerdeki aromaları alabilmemiz ve yemekten zevk almamız için olmazsa olmaz. Bu duyuların doğru işlememesi ise iştah kaybının en önemli nedenlerinden.
Kemoterapi gören hastaların çoğunda rastlanan durum, ağızda metalik bir tat hissi olarak aktarılıyor. Bu his saatlerce, haftalarca, hatta aylarca sürebiliyor. Bunun sonucunda hastanın iştahı azalıyor; kilo kaybı, depresyon, yetersiz beslenme gibi etkiler ortaya çıkarken bunlar hastanın iyileşme sürecini yavaşlatıyor.
Virginia Tech Tarım ve Yaşam Bilimleri Koleji’nden Susan Duncan ve Aili Wang tarafından yapılan ve Food & Function dergisinde yayınlanan çalışma bu soruna çözüm olabilecek bilgiler içeriyor. Çalışma, tat algısındaki bozulmanın tükürükte yer alan laktoferrin adlı biyoaktif bir proteinin miktarındaki değişimden kaynaklandığı varsayımına dayanıyor. Sütte de yer alan bu maddeyi içeren takviyeleri alan hastalarda tükürükteki profilinin normale döndüğü, bunun da tat alma cisimciklerini koruyarak lezzet algısını iyileştirdiği ifade ediliyor.
Daha önceki çalışmalarında laktoferrin ve tat kaybı arasındaki ilişkiyi ortaya koymuş olan grubun bu son çalışması, laktoferrin takviyesi ile tükürükte yer alan savunma proteinlerinin de arttığı, bu sayede tat algısının yerine gelmesinden ayrı olarak, kemoterapiye bağlı ağız enfeksiyonlarının da azaltılabileceği müjdesini veriyor.