Obezite konu olduğunda vücudumuz kendinin en büyük düşmanı konumunda. İnsan vücudu yediğimiz gıdalardan gerektiğince enerji alma, kalanını da gerekene kadar yağ olarak depolama yönünde işlemekte. Gıdaya erişimin zor olduğu uzun yıllar boyunca evrimleşmiş bu özellik, şimdilerde insanlığın en önemli sağlık problemlerinden birinin kökeni oluyor. Yüksek kalorili gıdalara sürekli erişimimizin olması, vücudumuzun gıdaları yağa çevirme yetisini bir sorun haline getiriyor. Teknolojinin getirdiği kolaylıklarla enerji ihtiyacımızın düşmesi ise obezitenin boyutunu katlıyor.
Bu esnada Copenhagen Üniversitesi’nden bir ekip vücudun yağ depolama yeteneğini ortadan kaldırmaya yönelik bir çalışma yapıyor. Molecular Metabolism dergisinde yayınlanan çalışmada farelerin yağ dokularından NAMPT adlı enzimi genetik yoluyla silen araştırmacılar, çok yağlı bir beslenme programında bile farelerin kilo almadığını ortaya koydular.
Çalışma sonuçları insanlarda edinilen bulgularla örtüşüyor. Kanında ve yağ dokusunda yüksek oranda NAMPT enzimi bulunan insanların aynı zamanda fazla kilolu ya da obez olma eğilimi olduğu biliniyor. Ancak bu son çalışma fazla kilolu ya da obez olmak için bu enzimin kesinlikle gerektiğini, enzimin olmamasının ise obeziteye karşı kesin koruma sağladığını gösteriyor.
Ancak bu bulgu henüz obeziteye karşı bir çözüm olarak kullanılamayacak. NAMPT aktivitesinin karaciğer ve iskelet kaslarına faydalı olduğu, yağ dokusunun işlerliği için de bu enzimin gerekli olduğu biliniyor. Enzimin yağ depolanması yönündeki etkisi muhtemelen atalarımız için önemli bir avantaj sağlıyor olsa da, günümüz şartlarında çok da olumlu etki göstermediği söylenebilir. Ve yine sonuç olarak çıktığımız nokta, fazla kilo ve obeziteden kaçınmak için aşırı kalori alımından uzak durmak ve mümkün olduğunca hareketli bir yaşam sürdürmek gerektiği.