Derneğimiz üyelerinden, hayvan besleme uzmanı, Ziraat Mühendisi Doç. Dr. Mehmet Salih Karaçaltı, Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından kurbanlık olarak Ankara Gölbaşı’ndaki bir çiftlikte tutulan hayvanlarda şarbon hastalığı nedeniyle görülen ölümleri değerlendirdi. Şarbon hastalığının, hayvancılıkla uğraşan herkes tarafından yıllardır bilindiğine dikkat çeken Karaçaltı, “Gündemdeki son şarbon olayı dolayısıyla ortaya atılan iddialar, ‘Ticari bir hesaplaşma mı?’ sorusunu akla getiriyor” dedi.
Şarbon nedir?
Karaçaltı, hayvancılıkla uğraşan herkes tarafından yakından bilinen şarbon hastalığı konusunda şu bilgileri verdi:
“Şarbon veya antraks, gram pozitif bir basil olan Bacillus anthracis adlı bakterinin yol açtığı bir hastalıktır. Otobur hayvanlarda özellikle sığır, koyun ve beygirlerde ani olarak ortaya çıkar ve insanlara da geçebilir.
İnsanlara doğrudan hayvanlarla temastan veya hayvan ürünlerinden geçer. Mikroorganizma insanlara deriden girerse kara çıban denilen karakteristik bölgesel bir çıbanla ödem oluşur. Kan dolaşımına karışması ile de sepsis (kan zehirlenmesi) ve iç organ lezyonları meydana gelir. Mikroplu etlerin iyi pişirilmeden yenilmesi, ağır bağırsak hastalıklarına neden olur. Hayvanlarda ise vücut sıcaklığı yükselir, dalak şişer, kan, katran gibi koyu renk alır ve pıhtılaşmaz.
Şarbondan korunma yöntemleri
Şarbondan korunma için öncelikle hayvan hastalığı ortadan kaldırılmalıdır. Hasta hayvanlarla doğrudan temas kesilmelidir. Hasta hayvanlar itlaf edilerek yakılır veya derin kireçli çukurlara gömülür. Yüzeye yakın gömülmeleri halinde şarbon sporları, solucan ve böceklerle toprak yüzeyine taşınabilir.
Hayvan sürüleri, şarbon sporları bulaşık olan otlaklardan uzaklaştırılmalı, buradaki otlar yakılmalıdır. Aynı şekilde bulaşık ahır artıkları ve gübreler de yakılmalıdır.
Şarbon sporları insanlara meslek ilgisi dışında yün ve deriden de bulaşır. Bulaşık olduğundan şüphelenilen maddeler de yakılıp yok edilmelidir. Hasta insanlarda kullanılan pansuman maddeleri yakılmalı, madeni aletler sterilize edilmelidir.
Şarbonun doğrudan tüketiciye bulaşması çok zordur. Etle ve yağla çok küçük bir ihtimal bulaşabilir ancak bakteri bulaşmış et alınsa bile, pişen etlerde 63°C bir sıcaklığın üzerinde bakteriler yok olur.”
“Ticari bir hesaplaşma olması, yüksek bir ihtimal”
Zaman zaman ülkemizde de özelikle genç hayvanlarda uzun yolculuk gibi durumlarda bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu şarbon görülebildiğine vurgu yapan Doç. Dr. Mehmet Salih Karaçaltı, son şarbon vakasında kamuoyunun “hastalık ilk kez görülüyormuş” gibi meşgul edilmesinin altında, ticari bir hesaplaşma yatması ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi.
Karaçaltı, “Ankara’da yaşanan olayla ilgili haberlerde, ısrarla Brezilya’dan gelen hayvanların hasta olduğu vurgulanmaktadır. Oysa şarbon hastası bir hayvanda, belirtiler 7 gün içinde ortaya çıkar. Brezilya, Uruguay ya da başka bir ülkeden ithal edilen hayvanların nakli 1 ayı bulmaktadır. Bu durumda hastalıklı hayvanların getirildiği iddiası doğru değildir. Zaten hayvan ithalatı veteriner hekimlerin sıkı denetimi altında yapılmaktadır.” dedi.
“İnsanlarımız et tüketiminden uzaklaşmamalı”
Tüketicinin bu işin bir ticari hesaplaşma olduğunu göremeyip, sağlık ve en önemlisi akıl gelişimi için çok gerekli esansiyel amino asitler ihtiva eden kırmızı et tüketiminden uzaklaşabileceği uyarısında bulunan Karaçaltı, “Zaten gelişmiş ülkelere kıyasla, olması gerekenden çok az miktarda olan hayvansal protein tüketimimiz, halkımız böyle bir algı yöntemiyle ajite edilerek daha da düşük hale getirilecektir” ifadelerini kullandı.