Araştırmalar antibiyotik direncine sahip mikroorganizmaların her geçen gün saflarına yeni üyeler kattıklarını gösteriyor. Antibiyotik direnci, insanlığın geleceğine yönelik en büyük tehditlerden biri olarak görülüyor.
Antibiyotikler, çeşitli mekanizmalarla bakterileri yok eden maddelerdir. Bazı bakteriler kimi antibiyotiklere dirençlidir. Uzun süre ve sık antibiyotik kullanımı, kullanılan antibiyotiğe dirençli olmayan bakterilerin tamamen yok olmasına, dirençli bakterilerin ise rekabet olmayan bir ortamda rahatlıkla çoğalmasına neden olmaktadır.
Günümüzde antibiyotik kullanımının en fazla olduğu alan hayvancılıktır. Hayvanların sağlıklı olması, gelişmelerinin zararlı bakterilerce sekteye uğramaması amacıyla, kanunlara uygun olmayan durum, süre ve düzeylerde antibiyotik kullanımı, hayvanlarda bu antibiyotiklere dirençli mikropların sayıca çoğalması ile sonuçlanmaktadır.
Çin’de yapılan ve Mart ayında yayınlanan bir çalışma da bakterilerde antibiyotik direncinin yeni cephelere yayıldığını gösteriyor. Makaleye göre çiftlik hayvanlarının dışkılarından, hayvanlardan ve çevreden 2000’den fazla bakteri örneğinde, bakteriler arasında gen alışverişini sağlayan bir plazmid üzerinde mcr-1 genine rastlandı. İnsanlarda ölümcül sonuçlara yol açabilen ishal vakalarından sorumlu Shigella flexneri bakterisinde ilk kez rastlanan bu gen, “son çare” antibiyotiği olarak da bilinen colistin maddesine karşı direnç sağlıyor.
Applied and Environmental Microbiology dergisinde yayınlanan makalenin yazarlarından Adam P. Roberts Shigella enfeksiyonlarının özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde önemli bir sorun olduğunu belirtiyor.
Gıda üretiminde antibiyotik kullanımının sınırlandırılması, Avrupa ve dünyada otoritelerin ve gıda üreticilerin en önemli gündem maddelerinden biri konumunda.